Organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik tehdit söylemlerine CHP’den tepki çığ gibi büyümeye devam ediyor. Konuyla ilgili açıklama yapan CHP İzmit İlçe Başkanı Hakan Çakar,”Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan tehdit 83 milyona yapılan bir tehdittir. söz konusu bu dili, tarzı nefretle, üzüntüyle lanetliyorum” dedi.

SESSİZ SEDASIZ KAPATILMAMALI

Çakar, "Bu konu ile ilgili bugün ne sayın Cumhurbaşkanından ne de diğer partilerden herhangi bir açıklama gelmemiştir. Bu olay öyle sessiz sedasız bir şekilde unutturulup, kapattırılacak bir konu değildir. Devletin tüm ilgili kurumlarının bu olayın üstüne gidip tehdit edenlerle ilgili gerekli soruşturmayı hiçbir şikayet beklemeksizin hemen başlatmalıdır. Hukuk devletinin güvence ilkesi de bunu gerektirir. Yetkililer bana dokunmayan yılan bin yaşasın düşüncesine kapılmamalı” dedi.

BOYUN EĞMEYECEĞİZ

Bugün Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan bu suç karşısında sessiz kalınması, unutturulması yarın bir başka partinin genel başkanına da, hatta ve hatta ülkemiz çatısı altında yaşayan her bir bireye karşı rahatça yapılabileceğinin yolunu açacaktır. Toplumun huzur ve refahı için siyaset yapan Cumhuriyet Halk Partisinin her bir mensubu olarak biz bu söylemelere boyun eğmeyeceğimizi, yine toplumun huzuru refahı için doğruları söylemekten geri durmayacağımızı bilinmesini isteriz” dedi.

AKP’NİN SORUNU

Ancak buradaki üzücü durum tek başına bu  söylem ile cumhuriyet halk partisinin hedef alınması, ona karşı söylenmiş, söylenebilmiş olması değildir. Bu tarz söylem, hareket tek başına CHP’nin değil, devleti şu an yöneten AKP’ nin meselesi ve sorunu olmalıdır.  Hukuk devleti olmak bunu gerektirir. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.

BİRLİK BERABERLİK BOZULUYOR

Her ne kadar AKP iktidarı sürecinde söz konusu temel ilkelerin içi boşaltılıp sadece ve sadece bir anayasa metni içerisinde yazılı bir kural olarak bıraktırılmaya çalışılsa da, bu gerçeği kimsenin kabul etmemesi, bu gerçeğe aykırı hareket etmesi en büyük suçtur. Bu ilkeleri yok sayarak yaşamak, Türkiye Cumhuriyeti devletini bir hukuk devleti düzeni dışında başka bir mecraya çekme eğiliminde bulunarak yaşamak, hareket etmek, “ülkenin birlik beraberliğini bozmaktır” dedi.

HUKUK DEVLETİ

Normal şartlarda bir hukuk devleti düzeni içerisinde yasa dışı suç örgütleri mensuplarının yazılı, görsel medyada, siyasi temsilcilerce meşru kişilermiş gösterilmesi muhatap alınması mümkün değildir.İşte burada toplum vicdanını sızlatan esas sorun budur. Sorgulanması gereken, üzerinde durulması gereken kısım budur. Bu tarz bu söylem toplumun en küçük çekirdeğinde dahi; kendilerine kural yaratıp, kendi kurallarına göre yaşayıp, kural tanımayan, devleti, hukuku yok sayarcasına yaşayan zihniyetlere güç verecektir. Unutulmasın ki Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve öyle kalmaya devam edecektir. “Devlet iradesi işlemez olursa, kişilerin hürriyetini koruyacak hiçbir kuvvet kalmaz." Mustafa Kemal Atatürk” sözleriyle açıklamasına son verdi.