Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Temel Karamollaoğlu bugün Millet ittifakının SKM ofisinin açılışına katıldı. Karamollaoğlu, açılışın ardından Kongre Merkezinde gerçekleşen Kocaeli Buluşması programında partililer ile buluştu.

YOĞUN KATILIM

"Birleşe birleşe kazanacağız", "Bilge başkan Temel Başkan" sloganlarının atıldığı programa Genel Başkan Karamollaoğlu'nun yanı sıra Saadet Partisi İl Başkanı Zafer Mutlu, CHP Kocaeli İl Başkanı Bülent Sarı, Millet ittifakının il başkanları, Milletvekili adayları ve vatandaşlar katıldı.

"BU İKİ ANLAYIŞIN YARIŞTIĞI BİR SEÇİME GİDİYORUZ"

Programda ilk olarak konuşmasını gerçekleştiren Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanı Zafer Mutlu, "Seçimlere 8 gün kaldı. Bu seçimlerde bir tarafta milleti korkutan, terör diyen, LGBT diyen bizden sonra tufan diyen milleti korkutmaya çalışan, milletin yüzünü güldürmeyen cumhur ittifakı bileşenleri var. Diğer tarafta ise baharı getireceğiz diyen, birlikteyiz diyen, ötekileştirmeyen, umut dolu yarınları vaat eden yüzleri hep gülen millet ittifakı bileşenleri var. İşte bu iki anlayışın yarıştığı bir seçime gidiyoruz" diye konuştu.

"MÜJDELER KAZANACAK KORKUTANLAR KAYBEDECEK"

Sözlerinin devamında Mutlu, "Müjdeleyenler kazanacak korkutanlar kaybedecek. İstişare ortak akıl kazanacak. Tek adam rejimi kaybedecek. Adalet kazanacak benim adamım benim yandaşım anlayışı kaybedecek. Millet ittifakı kazanacak ama bu ülkede hiç kimse kaybetmeyecek" şeklinde konuştu.

"MİLLİYETÇİLİĞİ BAŞKASINDAN ÖĞRENECEK DEĞİLİZ"

Mutlu'nun ardından konuşan CHP Kocaeli İl Başkanı Bülent Sarı, "Ülkemizi karanlıktan aydınlığa çıkartacak olan Saadet Partili yol arkadaşlarım. Seçimlere son 9 gün kaldı. Kendileri gibi düşünmeyen herkesi yaftalayan, karalama peşinde olan zihniyetin ülkemizden kurtulmasına az kaldı. Son zamanlarda özellikle Kocaeli'de gittiğimiz yerlerde kara provakasyonlar başladı. Siz bu ülkeye ne kattınız diye. Siz milli değilsiniz. Siz milliyetçi değilsiniz. Daha önce yol yürüdünüz bu ülkeye ne kattınız diyorlar. Ne mi kattık? Biz Bülent Ecevit ile Erbakan Hoca ile Kandıralı Turan Güneş ile nasıl yavru vatanını korduysak nasıl mevzu vatan olduğunda önce vatan diyoruz sonra bayrak diyoruz. Biz millliği ve milliyetçiliği başkasından öğrenecek değiliz. Biz milliyetçiliği sokaklarda değil Kıbrıs’ta beş parmak dağlarında yazdık. Biz milliyetçiliği Ege’nin derin sularına yazdık. Bugün yine vatanımızın halkımızın çıkarları doğrultusunda evine ekmek götüremeyen ve nice insalarımız için hep beraber bir araya getirdik. Birleşe bileşe ülkemize baharı, huzuru getireceğiz" dedi.

"BİZİMLE BİRLİKTE YOL ARKADAŞLIĞI YAPTIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Karamollaoğlu'na 'bilge başkan' diyerek seslenmek istediğini söylemesini ardından kendini tanıtarak konuşmasına başlayan CHP Kocaeli 1'inci sıra Milletvekili Adayı Muhip Kanko, "Bu kutuplaşmada bizimle birlikte yol arkadaşlığı yaptığınız için hepinize teşekkür ediyorum" diye konuştu.

"SUÇLARINI BASTIRMAK İÇİN, "SAADET PARTİSİ NE YAPIYOR?" DİYORLAR"

Kanko'nun konuşmasının ardından CHP Kocaeli listelerinden seçime giren Saadet Partisi 3'üncü sıra adayı Hasan Bitmez, "14 Mayıs’ta biz savaşa gitmiyoruz. 14 Mayıs’ta düşman orduları savaşmayacak. Bir ve beraber yaşadığımız ülkemizde elin taşına altını koyduğumuz insanlar ile birlikte iyilerin içinde en iyisini seçeceğiz. Kaybedeceklerini anlayanlar sanki savaş olacakmış, bir taraf kazanırsa haçlılar kazanacakmış gibi davranıyor. Bu sistemin gelmesini temin eden iktidarın kendisidir. Bu ittifakta olmamız ile alakalı bize eskiden beraber olduğumuz arkadaşlar, ülkenin sorunlarını çözemeyenler kendi suçlarını bastırmak için, "Saadet Partisi ne yapıyor?" diye bize söz söylüyorlar. Saadet Partisinin temsil ettiği siyasi hareket Necmettin Erbakan siyasete başladığından hayata gözlerini yumana kadar ne yaptıysak şimdi de aynısını yapıyoruz yarın da aynısını yapacağız" dedi.

"BİZİM OLDUĞUMUZ YERDE YANLIŞ İŞLER OLMAMIŞTIR"

Sözlerinin devamında Bitmez, "Bizler 54 yıl boyunca faydalı ve adil olanın hakim olması için çalışmış, gerektiğinde fedakarlık yapmış insanlarız. Erbakan Hocamız hizmet etmek için hiçbir zaman tek başına iktidar olma imkanı elde edemedi. Yine ülkemiz insanları ile birlikte hizmet etti. Bülent Ecevit ile birlikte zulme son vermişlerdi. Bizim olduğumuz yerde geçmişte ortak olduğumuz hükümetlerde hiçbir zaman yanlış işler olmamıştır” diye konuştu.

"SAVAŞA GİTMİYORUZ SEÇİME GİDİYORUZ"

Bitmez'in ardından Millet İttifakı paydaşlarına seslenen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Seka fabrikasının salonlarında toplantılar yapıyorduk. Seka 1930’larda kurulmuş önemli bir tesis. Ve biz kağıdı dışarıdan ithal edeceğimize burada işliyor ve piyasaya veriyorduk. Sonra 2003-2005 yıllarında kapatıldı. Kağıtları ithal etmeye başladık. Başka sahalarda olduğu gibi. Şeker fabrikalarını kapatıyoruz şeker ithal ediyoruz. Akıl fikir versin demekten başka bir şey diyemiyorum. Bu ayın 14’ünde yapılacak seçimde kafalarına yumruğu sandıkta siz vuracaksınız. Biz bir savaşa gitmiyoruz. Seçime gidiyoruz.

"BU SEÇİM BİRİNCİ TURDA NETİCELENECEK"

Elimizde ne birikmişse hepsi satıldığı için satılacak bir şey kalmadı. Dışarıya mecbur hale geldik. Milletimiz geçimini sağlayamıyor. Açlık sınırının altında milyonlarca çalışanımız var. Maalesef ülkemizde büyük bir kaos var. Soygun var aynı zamanda. Milletimizin cebine girmeyen para bir avuç insanın cebine aktarılıyor. Bu işin böyle devam etme ihtimali yok. İnsanımız tahammül seviyesinin sonuna geldi. Başımıza daha büyük tehlikelilerin gelmesini arzu etmiyoruz. Anketler gösteriyor ki bu seçim birinci turda neticelenecek. Milletvekilliği çoğunluğu tamamlanacak.

"BU MANTIKLA ÜLKE YÖNETİLMEZ"

Ben siyasete atıldığım zaman sayın Erdoğan kısa pantolonla okul sıralarında oturuyordu. Geldiğim sene sayın Erbakan’ı tanıdım gerek odalar döneminde gerekse bağımsızlık döneminde onunla yürümek nasip oldu. Tayyip Bey’de o zaman 13 yaşındaydı. Yeri geldiği zaman öyle laflar söylüyorki siyasette sadece gerçekleri söylemeniz gerekir. Tayyip Bey siyasete atılırken hiç kimse iki dönemden fazla yönetmesin dedi. Kaçıncı dönem bitti? Şimdi bu son olacak diyor? Bu mantıkla ülke yönetilmez.

"BÖYLE BİR SİSTEM DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE YOK"

Vatandaşlar bizi değiştirme hakkına sahip.
Hiçbir zaman Amerika'nın politikalarını beğenmedik. Biz dünyada barış içerisinde yaşamayı isteriz. Bizim ilkelerimiz arasında da başkasının tepesine binip illada benim dediğim olacak gibi politikalarımız yok. Bizim bir araya gelişimizin temel sebebi başkanlık sisteminin Türkiye'ye dayatılması ile oldu. Başkanlık sisteminin Türkiye’ye zarar vereceğini ifade ettik. Bu sebeple de başkanlık sistemi diye bir sistem Türkiye’de kabul edilmemeli dedik. Başkanlık sistemi tamda gördüğümüz gibi diktatörlük. Bakanların kendi dediği olmuyor. Meclis kendi karar çıkaramıyor. Böyle bir sistem dünyanın hiçbir yerinde yok. Doğrudan doğruya uygulanan tek adam rejimi. Biz buna karşıyız.

"BİR ARAYA GELMEYİ ELZEM GÖRDÜK"

Şimdi bu dönem kapanıyor. Normal şartlarda aday olmaması gerekir. Ama adayım dedi. Bu sefer milletin reyine ihtiyaç duyuyoruz. Milletimize bu gerçekleri anlatıyoruz. Bu sistem devam ederse Türkiye problemlerini çözemez. Mecliste müzakere edemiyorsunuz. Bakanlar kurulu diye bir kurul yok. Kendi fikirleriyle değil cumhurbaşkanının fikirleriyle icraat ediyorlar. Önce adaletin tesisi edilmeli. Adalet bir ülkede yoksa o ülkede huzur yok demektir. Biz buna razı değiliz. Bundan dolayı da bir araya gelmeyi elzem gördük. Milletimiz artık daraldı. Adalet mülkün temelidir. Adalet olmadan bir ülkede huzur olmaz rahat yaşanmaz. Biz iktidara geldiğimizde temel ilkemiz adaletin tesisi olacak.

"BU ŞARTLARIN DEĞİŞMESİ ELZEM"

İş erbabına verilir. Liyakate göre insanlara görev tahsil edilir. Şua nda öyle bir şey yok. Cumhurbaşkanının yakınlığına göre insanlar görev alıyor. O zaman nasıl oluyor da bu kadar kadroda insanlar bu ülkenin problemlerini çözemiyor. İşte bu yüzden. Devlet halkın cebinden elini çekmek zorundadır. Şu anda ülkemizde israf ve yolsuzluk kural haline geldi. Yolsuzluk bu milletin kendi malının çar çur edilmesidir. Bu yüzden para yetmiyor. Yetmez. Emin olun sadece israfı ve yolsuzluğu ortadan kaldıralım bir de bakarız ki 100-200 milyar kaynak olur. Ben bunu iş olsun diye söylemiyorum. Bilerek söylüyorum. Yolsuzluğun olmadığı bir ihale yok. Kapılı kapılar ardından yapılıyor bu ihaleler. Bizim şuan da kasamızda olan para bile bize yeter. Yatırım güven ister. Adaletsizliğin hakim olduğu bu ülkeye yatırım gelmez. Bu şartların değişmesi elzemdir.

"HEDEFLERİMİZİN HEPSİNİN GERÇEKLEŞMESİ LAZIM"

Biz bunları sağladığımızda ülkemizin problemlerinin çok hızlı çözüldüğüne şahit olacaksınız. Bugün iktidarla çalışan bürokraside yüzbinlerce insan var. Bunların hepsi yolsuzluğun içinde mi hayır. Hepsi bizim gelmemizi bekliyor. Bu ülkede yaşayan insanlar mutlaka karnının doymasına ve kendine yatecek kadar ücrete ihtiyacı var. Benim zihnimde oluşan bir tablo var. Hedeflerimizin hepsinin gerçekleşmesi lazım. Açlık sınırı ve yoksulluk sınırı. Açlık sınırı denilen rakam dört kişilik bir ailenin evine bu rakamın altında bir ücret girerse bu insanlar karınlarını doyuramazlar. Yoksulluk sınırı ise açlık sınırının üç mislinin üstünde. Bu rakamı alanlar ihtiyaçlarını karşılayanlar. İşte bizim hedefimizin yoksulluk sınırı olma zorunluluğu var. Birden bire bal gibi çıkar bu rakam. Nerden vereceksin diyor. Borçlanırsın yine verirsin. Bu insanlara bunu vermek zorundasın.

"ÜLKEDE CİDDİ BİR DEĞİŞİME İHTİYAÇ VAR"

Artık milletin tahammülü kalmadı. Esnafımızın, emeklilerimizin hepsi perişan. Bu ülke ciddi bir değişikliğe ihtiyaç var. İsraf kalksın birde bakacaksınız bizim kasamızda yüz milyonlar olacak. Neden bir havaalanı inşa edilirde oraya uçak inmez. Her şey yapılmış. Çalışan insanlar var. Tek eksik var yolcu yok. Bir hükümet yolcusu olmayan bir havaalanını nasıl inşa eder. Buraya milyarlar para ayırır. Onun için şartlar değişecek. 1935’lerde kurulmuş SEKA fabrikanımızı kapatıyorsunuz. Biz bütün kağıtlarımızı dışarıdan ithal ediyoruz. Bütün kağıt fabrikalarımız kapandı. Bir tane özel bir fabrika yeni bir fabrika kurdu diyebiliyoruz. Ama yetmez ki. Kağıt fabrikaları için kurulan ormanlar farklıdır. Diğer ormanlar gibi değildir. Bunu bile milletten gizlemeyi marifet olarak görüyorlar. Sanayileşme konusunda altılı masanın bütün liderleri biz sanayileşmeden, üretimleşmeden, yatırımları Türkiye'nin her yerine dağıtmadan ayağa kalkamayız diyoruz.

"İŞSİZLİK GİBİ BİR SORUNUMUZ OLMAYACAK"

Bizim yaptığımız uçaklarımız var. Ama hangi motoru kullanıyorsunuz. TOGG diye bir arabamız var. Bunun motoru nereden. Hiçbir zaman bunu yapacak kadar akılları yetmiyor. Ama biz yaparız. Hiç öğretmenimiz, mühendisimiz, memurumuz aciz hale düşmeyecek. Üniversiteden mezun olan insanlarımız yurtdışına gitme isteğinde. En az dokuz teknoloji merkezi kurmayı gerçekleştireceğiz. Bunları gerçekleştirmek bu kadar zor olmayacak. Biz iktidara gelirsek onun arkasından ciddi bir kalkınma hamlesi yapacağız. Başlanmış işler tamamlanacak. Onun arkasından işsizlik gibi bir sorunumuz olmayacak. Bu bölgeyi biz yeniden ayağa kaldıracağız. Bunlar gerçekleşecek.

"HER ŞEHİRDE TEVECCÜH VAR"

Dış politikada yeni dünya kurmak için adımlar atacağız. Fazla bir zaman kalmadı. Bu seçime giderken hepimiz gücümüzün yettiği kadarıyla çevremizdeki kardeşlerimizin desteğini almak mecburiyetindeyiz. Yüzyılın en kritik seçimine gidiyoruz. Bundan önce de seçimler oldu. Ama bu kadar badireli bir seçim olmadı. Her şehirde çok ciddi bir şekilde teveccüh var. Milletimiz ciddi bir değişimin olması gerektiğinin farkında. Seçim tahmin etmediğimiz gibi olmazsa ne yapalım? Mevlasını isteyen mevlasını belasını isteyen belasını bulur. 14 Mayıs’ta artık iktidarın sonu gelmiş olacak. Ondan sonrada AK Parti ayakta kalmayacak. Dağılacak. 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçim milletimize hayırlar getirsin."